"Kızlar bilmez, kızlar konuşmaz, kızlar okumazlar. Kızlar yaşamazlar. Ne yazık ki evlenince de durum değişmiyor. “Sen bilmezsin”, “sen cahilsin” ve en kötüsü bir süre sonra kadına empoze ede, ede kadında bu durumu kabulleniyor ve kendisinin işe yaramaz, bilgisiz, görgüsüz, cahil biri olarak düşünür. Be kocanın merhametine kalmış. Kocanın merhameti ise şöyle: birinin eline üç metre kumaş verirsin. On biçer etek yapar, beğenmez bozar, gömlek yapar ve tekrar beğenmez onu pijama yapar ve bir süre sonra onu da beğenmez bozar. Ve tabii dikişlik hakkı da artık kalmadığı için onu tutar çöpe atar.
Tabii siz şimdi düşünüyorsunuz, “eşlerimiz bizi çöpe atmadı”. Çöpe atmak sadece boşanmak değil; horlanmak, küçümsenmek ve her türlü hakareti görmek. Bende bu kadınlardan biriyim ve bu kurstan önce pencereyi açmaya, kapının önüne çıkmaya hakkım yoktu, istediğimde ailemi göremiyordum. Onları kendi evime davet edemiyorum değil daha arkadaşlarla görüşeyim.
Kursa başlarken çevremizde ki insanların bize söylediği sözler: bu saatten sonra mühendis mi olacaksın doktor mu?
Hayır, hayatımın sahibi olacağım.
Hayatımı kazanacağım ve gerçekten haklar verilmez alınır. Melek hocama bize verdiği emeklerden dolayı çok teşekkür ederim."Zeynep
0 comments:
Post a Comment